Gap Alma: Bir Hayal Kırıklığının Ardında
Kayseri’nin soğuk kış akşamlarından birinde, şehrin kalabalığından uzak, yalnız başıma yazdığım bir günün ardından dönüp baktığımda, en çok aklımda kalan şeylerden biri “gap alma” oldu. Herkesin ne demek olduğunu bildiği ama bir o kadar da içine giremediği, dokunamadığı bir kavram bu. O kadar belirsiz, o kadar derin ki, bir yandan “hadi geçsin” diyorsunuz, diğer yandan “acaba gerçekten geçecek mi?” diye bir soru kafanızda çınlıyor.
Bir Yerde Takıldım
Evet, ben de takıldım. Henüz 25 yaşımda olmama rağmen, ne yapacağımı bir türlü karar veremediğim, sürekli bir şeylerin eksik olduğu o noktada, “gap alma” ne demek diye sorgulamaya başladım. İnsan ne zaman doğru yolda olduğunu, ne zaman yanlış bir adım attığını tam olarak bilemez ki… Kayseri’nin sokaklarında, karşımda dağları görebilecekken, içimdeki boşluğu görememek ne kadar da zorlayıcı bir şey.
Sahilde denize bakarken, gözlerim birden dalıp gitti. O an fark ettim ki, tüm bu boşluklar, kaybolan zamanlar, verilen sözler… Hepsi birer “gap”tır, birer eksikliktir. Bir şeyin olmaması ama olması gerektiği düşüncesi… Bir anda tam da bunun içinde buldum kendimi. Çoğu zaman, herkesin birbirine “o kadar boş bir şey” diye baktığı gap alma durumu, aslında kendini kaybetmenin ve kim olduğunu sorgulamanın adıydı.
Hep Bir Eksiklik
Önceleri buna sadece “hayal kırıklığı” diyordum. Çünkü hayatımda her şey bir noktada “eksik” kalmıştı. Birçok planım vardı, işlerim vardı, yapmam gereken şeyler vardı… Ama bir eksiklik vardı, bu her şeyin üstündeydi. Aşkın eksikliği, işin eksikliği, hatta bazen en yakın dostların eksikliği. Ne zaman kendi yolumu çizmeye çalışsam, bir şey hep eksik kalıyordu. Bir umut var, ama adımlarım hep kayıyordu.
Bir gün, arkadaşım Mert’le otururken, onun hayatındaki büyük değişimi anlatıyordu. Ne kadar hevesliydi, ne kadar umutluydu! Ama sonra, birden kendimi düşünmeye başladım. O hep planlarının peşinden koşuyordu, ama ben… Benim neredeyse hiçbir planım yoktu. O anda fark ettim ki, bir şey eksikti ve bu eksiklik yüzünden bir türlü “tam” olamıyordum. Ve işte gap alma dediğimde aklıma gelen de buydu: Kendini eksik hissetmek ama nasıl tamamlanacağını bir türlü bulamamak.
Hayal Kırıklığının Derinliği
Bir gün, hayatımda hep eksik kalan bir şeyi fark ettim: Cesaretim. Ne zaman bir karar alacak olsam, bu boşluk korkusu içimi sarar, adımlarımı yavaşlatırdı. Hayatındaki boşlukla nasıl başa çıkılır? Bir eksiklik seni nasıl şekillendirir? Çoğu zaman, “gap alma”yı bir gecede halledebilmek isteriz. Oysa bazen, eksiklikler o kadar derindir ki, onları kabullenmek zaman alır.
Bir sabah, derin bir nefes aldım ve Kayseri’nin o güzel sabah güneşiyle yüzleşmeye karar verdim. O gün, “belki de tamamlanmam gereken yerler var, belki de boşluklarım bana kim olduğumu gösterecek” diye düşündüm. Gerçekten ne istiyorum? Ve o eksiklikleri nasıl tamamlayabilirim?
Gap Almanın Umudu
Şimdi, “gap alma”nın sadece bir boşluk olmadığını, aynı zamanda bir yolculuk olduğunu fark ediyorum. Eksik hissetmek, aslında büyümek, gelişmek ve kendi yolunu bulmak için bir fırsattır. Bir şeyler eksik olabilir, ama o eksiklikler, seni daha güçlü ve daha olgun yapar. Belki de yaşamın anlamı, tam olarak bu boşluklarda gizlidir: Hangi boşlukları doldurabileceğin, hangi boşlukları kabul edebileceğin.
O gün karar verdim: Hayatımın “gap”larına daha farklı bakacağım. Boşluklarımın kaybolmasını beklemek yerine, onlarla yaşamayı öğreneceğim. O kadar boşluk var ki, ama her biri sonunda bir şey öğretir. Belki de gerçek sorular bunlardır: Hangi boşluk senin için en değerli? Ve hangi boşluk seni en çok şekillendirir?
İşte, şimdi Kayseri’nin soğuk sokaklarında yürürken, eksik hissetmek beni korkutmuyor. Çünkü artık biliyorum ki, eksikliklerim beni ben yapıyor. “Gap alma”, her ne kadar bir boşluk gibi görünse de, içinde bir anlam barındırıyor. Bu boşlukları kabul ettikçe, ben de kendimi buluyorum.
Ve belki de en güzel yanı, her yeni günle birlikte, bu boşlukların biraz daha dolması…